İşte Demircan'ın o sorulara verdiği cevaplar..
ADET HALİNDE SEVİŞMEK HARAM MIDIR?
Âdet halinde sevişmek, ilişkiye girmek haram mıdır?
CEVAP: Yüce Rabbimiz sınırsız bilgi ve rahmet sahibidir. O, kulluk denemesine uğrattığı insanlara yalnızca bedeni, rûhi, ahlâki veya sosyal yönden zarar verebilecek sözleri, davranışları ve işleri yasaklamıştır.
Âdet halinde ilişki de zarar verebileceği için Eza olarak nitelenerek yasaklanmıştır. Bakara sûresinin 222 âyetinde şöyle buyurulmuştur: "Ey Peygamber! Sana kadınların ay halini de sorarlar. De ki; O bir ezadır. Bu sebeple ay halindeki kadınlarla cinsel ilişkide bulunmayın. Temizleninceye kadar kendilerine yaklaşıp ilişkiye girmeyin. İyice temizlenip boy aptesti aldıkları zaman Allah'ın emrettiği üreme organından onlarla cinsel ilişkiye girebilirsiniz. Allah çok çok tövbe edenleri sever. İyice temizlenenleri / adet halinde ve ters yol ilişkisinden kaçınarak temizliğe özen gösterenleri de sever." Açıkça anlaşılacağı üzere adet halinde cinsel ilişki haram kılınmışsa da ilişkiye varmayan sevişme helâldir. Sevgili Peygamberimizin izlememiz gereken öğretisi ve uygulaması olarak âdet hali sırasında kadınlar temizliğe önem verip kokulardan arınmalı, kocalar da ilgisiz kalmamalı ama asla ilişkiye girmemelidir.
EŞLER ARASINDA İLİŞKİ NE ZAMAN YASAK?
Eşler arasında ilişki ne zaman yasaktır?
CEVAP: Eşler arasında ilişkinin yasak olduğu günler, geceler yoktur. Cuma, Kandil ve bayram gecelerinde de ilişkiye girilebilir. Ancak Kadir gecesi olduğuna yürekten inandığımız gecede ilişki yasak olmamakla beraber Peygamberimiz'in duâya yönlendirici uyarıları çizgisinde ertelenmesi öğütlenebilir.
Uzun süreli ayrılık, nikah yenilemeyi gerektirir mi?
CEVAP: Ayrılık sebebiyle uzunca bir süre ilişkiye girilmemesi nikahın yenilenmesini gerektirmez. Bir diğer anlatımla boşanma olmaksızın eşlerin birbirilerini kasıtla ihmal etmesi haram olmakla-günahkâr kılmakla birlikte nikahı düşürmez.
MASTÜRBASYON HARAM MI
Mastürbasyon haram mıdır?
CEVAP: Erkek veya kadın için mastürbasyonu yasaklayan doğrudan bir âyet ve sahih bir hadis yoktur. Eşlerden birinin mastürbasyon yapması; cinsel görevini aksatması durumunda- eşe zulüm olacağı için haramdır. İhtiyaç yokken mastürbasyon yapılması ise hayat maddesinin israfıdır. İsraf' ise haramdır. Ancak arzular şiddetlenir de zinaya düşme tehlikesi belirirse mastürbasyon caiz olduğu gibi vacib/yapılması gerekli bir görev olur.
ORAL İLİŞKİ HARAM MIDIR?
CEVAP: Cinsellikle ilgili olarak sorulan soruların büyük bir bölümünü oluşturan, klasik kaynaklarda yer almayan ve cevabı yanlış anlamalara da sebep olabilecek olan bu soruyu İslâm'a Göre Cinsel Hayat isimli kitabımızdan yapacağımız alıntı ile cevaplandıracağız: Kur'ân-ı Kerim'de ve Hz. Peygamber'in Sünnet'inde haramlığı açıklanmamış bütün sözler, davranışlar ve işler helâldir; yapılabilir. Haram olanları helâlleştirmek gibi helâl olanları haramlaştırmak da ilahlaşmak/ilahlaştırmak anlamına gelir. En büyük günahlardandır. Konuya bu duyarlılıkla eğileceğiz. Eşlerin birbirlerinin cinsel organlarını öpme-emme anlamına oral ilişki, İslâm öncesi Cahiliyet döneminde sevişme tekniği olarak bilinmekle beraber, Kur'ân ve Sünnet'te oral ilişki ile ilgili açık bir hüküm yoktur. Ancak genel kurallar vardır. Oral ilişkiyi iki kısım halinde incelemek gerekir.
a) Cinsel ilişkinin başlangıcında, şehvetlenmeden ötürü gelebilecek akıntı ve mezi dil ve dudaklara bulaştırılmadan yapılacak ve rûhî bunalım doğurmayacak oral ilişki ruhsat olarak onaylanabilir.
Ancak tabii bir duygu ile veya rûhî ve kültürel gelişim sebebiyle oral ilişkiye ilgi duymayan, hatta ona karşı olumsuz tavır alan eşi buna zorlamak, ruhsal bunalıma ve cinsel mutsuzluğa sebep olacağı cihetle zulüm olur. Sadizm gibi bu tür zulüm de şüphesiz haramdır. Harama yöneltici değinilen davranışlardan kaçınılsa da, tabiî bir sevişme tarzı olmadığı için, oral ilişkinin bir süre sonra nefretimsi duygulara sebep olabileceği ve dolaylı olarak cinsel mutluluğu olumsuz yönde etkileyebileceği gerçeğini de hatırlatarak, oral ilişkinin onay verilebilecek bu kısmından da kaçınılmasını öğütleriz. Nitekim kaçınılmasını tavsiye buyuran İslâm bilginleri de vardır.
b) Ağzı cinsel organa dönüştüren ve ağza boşalmayı içine alan oral ilişki ise -Allah bilir- haramdır.
Kur'ân ve Sünnet arka organdan (anüs) ilişkiyi haram kılar. Bu tür ilişkilerin helâl görülerek yapılmasını azaba uğrama sebebi olarak bildirirken, ağzı cinsel organa dönüştürerek yapılacak oral ilişkiyi daha bir haram kılacağı açıktır. Kaldı ki bu anlamda oral ilişki, yozlaştırılmamış insan doğasının çirkin bulacağı, iğrenç göreceği bir işlemdir; Kur'ân ifadesiyle Fahşâ ve Habîse'dir. Cinsel içerikli çirkinlik olan fahşâ ve pislik olan habîse ise Kur'ân'la haram kılınmıştır. Doğruları en iyi bilen Allah'tır ve bize düşen kulluk görevi, haram olma şüphesi taşıyan işlerden bile kaçınmaktır.
Aşk Oyunları:
* Sevişmek sünnettir: Cinsel temasın adaplarından biri de henüz cinsel ilişkiden önce eşlerin oynaşması, sarmaş dolaş olması ve öpüşmesi sünnettir. Cinsî münasebetin bedeni (cinsî) tatmîne erdirici olabilmesi için ilişkiden önce sevişilmesi şarttır. Bu sevişmede gelinin kendini tabiî akışa serbest bırakması yeterlidir.
*Erkek yatağa girdiğinde elleriyle gelinin saçlarını okşamalı, gözlerine tatlı tatlı bakarken ona saçlarının, gözlerinin, kaşlarının, burnunun vb. ne kadar güzel olduğu hakkında tatlı sözler söylemelidir.
* Eşler, yatakta da tatlı sohbetle ürkekliklerini giderdikten ve birbirlerine alıştıktan sonra yavaş yavaş önsevişme denilen öpmeler, okşamalar ve aşk fısıltıları ile aşka başlamalıdırlar.
* Aşk Fısıltılarının Aracı Kılınması:
Hz. Peygamber (s.a.v) bir hadislerinde şöyle buyurdu:
Hiçbiriniz eşiyle hayvanlar gibi -sevişmeksizin- cinsî münasebette bulunmasın. Arada bir elçi bulunsun. Soruldu:
- Ya Resulellah! SÖzünü ettiğiniz elçi nedir?
- Aşk fısıltıları ve öpüşmedir. (İhyau Ulûmiddin, İmam-ı Gazali, K.Nikah, Adabü'l-Muaşeret, 2/64.)
Yine Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu:
"Üç şey acizlik ifade eder: ..Bunlardan biri de kişinin fısıldaşmaksızın sarmaş dolaş olup eğlenmeksizin eşi veya cariyesi ile cinsi münasebette bulunması; eşi orgazm olmadan (boşalmadan) boşalıp işini bitirmesidir."
Halbuki, gelin ile öpüşme, oynaşma ve sarmaş dolaş olmanın; nefsi cinsel münasebete hazırlama, duyguları harekete geçirme ve cinsel ilişki lezzetini arttırmadaki etkinliği inkar edilemez.
Bu sebeple damat, cinsel birleşme esnasında -hadiste geçtiği gibi- eşinin de onunla birlikte tatmin olmasını ve orgazmım (boşalmasını) gözetlemesi gerekir. Onun için erkeğin kendisini kontrol altında tutup, acele etmeyip eşinin cinsel duygularını hareketlendirici sevgi sözleri ve aşk fısıltıları ile eşinin cinsel duygularını uyandırmalıdır. İlk gece genelde kadınlar cinsel ilişki yerine oynaşmayı ve sevişmeyi tercih ederler. Onun için erkek cinsel ilişki için acele etmeden oynaşarak kadının ürkekliğini gidermelidir.
* Tatlı bakışlar ve sözler artık yavaş yavaş dokunuşlara ve öpüşlere dönüşür. Bunlar gelinin dokunma ürkekliğini giderir. Gelin ne kadar ürkek olursa olsun, erkeğin şefkatli, nazik ve güven verici davranışları karşısında gelinin utangaçlığı gider ve erkeğin aşk oyunları ile yavaş yavaş aşktan zevk duymaya ve arzuya dönüşür.
* Damadın sözlü aşk fısıltıları, yumuşak okşama ve dokunmaları, yavaş yavaş fiziki aşka geçiş sağlar.
* İlk gecede birçok kadın, cinsel birleşmeden daha çok hassas bölgelerinin hafif okşamalarla tahrik edilmesini ister. Ama bu okşamaya da en hassas bölgeden başlanmaz. Genel olarak ilk gecede kadının teninin tamamı hassastır. Öncelikle daha az hassas olan bölgelerden başlayarak hassas bölgelere doğru yavaş yavaş yumuşak okşama ve öpmelerle kayılır. (Hassas yerler: Dudaklar, kulaklar, bilhassa kulak arkaları ve boyun, ense, göğüsler, göbek ve çevresi, daha sonra cinsel organ civarlarıdır.)
* Bu esnada sevgi ve aşk fısıltılarını da eksik etmemelidir. Sözler, dokunuşlardan daha tesirlidir. Yukarıdan beri izah ettiğimiz ön sevişme yapılmadan asla direk cinsel ilişkiye girilmemelidir.
Sünnete Uygun Cinsel İlişki İçin
1- Besmele çekilmeli,
2- Şeytandan Allah'a sığınmalı,
3- Ön sevişme ve uyarma gereklidir.
Bu gerçeği Allah'ın Resulü şöyle açıklar:
"Bismillahirrahmanirrahim ile başlamayan her önemli iş eksiktir." (C.Sağîr: 2/92.)
Cinsî münasebet de önemli bir iş olduğu için onun da besmele ile başlaması zarurîdir.
Allah'ın emri ve O'nun Resulü'nün sünneti üzerine nikahladığımız eşlerimizle cinsî münabete başlarken Şeytan'tan Allah'a sığınmaya muhtaç mıyız?
* Elbette.
Doğrudan ibadet olan Kur'an okumaya başlarken bile şeytan'tan Allah'a sığınmaya muhtacız.
"Kur'an'ı okuduğun zaman, Allah'ın rahmetinden kovulmuş şeytan'ın kötülüğünden Allah'a sığın." (Kur'an-ı Kerim, Nahl:98.)
Nasıl sığınılacağını da Allah'ın Resulü'nün bir hadisi ile açıklayalım. O, şöyle buyurur:
"Mü'minlerden biri karısı ile cinsel münasebette bulunmak istediği zaman: "Bismillah, Allahım! Bizi şeytan'dan, şeytan'ı da bize vereceğin çocuktan uzaklaştır." şekilinde dua eder ve sonra onlara bu münasebet sebebiyle bir çocuk takdir olunursa, şeytan o çocuğa ebediyen zarar veremez." (İbni Mace terc. ve şerhi: 5/360.)
Kişi cinsel münasebette bulunduğu zaman ona refakat eden ve sözleri -davranışları- işlerini tescil eden Melekler ondan ayrılırlar. (Fezyü'l-Kadîr, 3/126. (Hn: 2911)) Kişinin kendisine özgü şeytan'ı ise daha çok tesir etme imkanı bulur. Ancak öğretilen şekliyle dua eden kişiye şeytan'ı vesvese veremez.
"Üç şey cefadandır; kişiye pek ağır gelen, sevgiyi gideren üzücü davranışlardandır.
a- Kişinin dostluk kurduğu kimsenin adını ve künyesini bilmemesi,
b- Kendisi için ziyafet hazırlayan din kardeşinin davetine katılmaması,
c- Kocanın yöneldiği nükteler ve öpüşmeler olmaksızın eşler arasında cinsel ilişki olması.
Sizden hiç biriniz eşiyle hayvanlar gibi (sevişmeksizin) birleşmesin." (Feyzü'l-Kadîr: 5/90)
Kadınların büyük çoğunluğu, gerektiği şekilde sevişilmeksizin cinsel işleme başlanması, erkeğin boşalır boşatmaz çekilmesi sebebiyle orgazm olamamaktadırlar.
Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmuştur:
"Sizden biriniz karısıyla cinsî münasebette bulunduğu zaman onu tatmine erdirecek şekilde sevişsin.
Karısı sükunet bulmadan kendisi boşaldığı zaman karısı orgazm oluncaya kadar (vücudunu ayırmakta acele etmesin), eşinide aceleye yöneltmesin." (Feyzü'l-Kadîr: 1/325. (Hn:548-9).)
Bu hadisten ve benzerlerinden yararlanan bazı İslam bilginleri şu görüşü belirtiyorlar: "Erken boşalan ve bu sebeple eşine tatmin olacağı süreyi kazandıramayan kişinin boşalmayı geciktirecek tedavi uygulaması sünnetin ruhuna uygun bir davranış olur."
Cinsel tatminsizlik kadının hem dünyası hem de ahiretine zarar verecek bir durumdur.
Vücudun tabî bir hakkı olan sükünete kavuşamamasının doğurduğu kırgınlık ve sinirsel çözülme, kadının dünyasına yönelik zarardır. Haz duymadığı için kocasının arzularına anında ve gereğinde icabet etmemesi ve bu yüzden Allah'ın ve meleklerinin la'netine uğraması da ahiretine yönelik zarardır.
İmam Gazali, İhya-u Ulumi'd-Din adlı eserinde şöyle der:
"Koca cima edip boşaldıktan sonra vücudunu zevcesinden ayırmakta acele etmemeli, onun da boşalmasını ve sükunet bulmasını beklemelidir. Zevcenin geç orgazm olması durumunda erkeğin onu beklemeden acele davranması kadına eziyet verir. Birlikte orgazm olmak ise kadın için daha lezzet vericidir." (İhya Ulumid-Din, İmam-ı Gazali, C,2, Adabü Muaşeret bölümü.)
* Cinsel birleşmede erkek, normal yoldan (çocuğun geldiği yerden) olmak kaydıyla istediği şekilde hanımıyla temas edebilir. Nitekim, "Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz şekilde gelebilirsiniz" (Kur'an-ı Kerim, Bakara: 223) buyurulmuştur. "Dilediğiniz şekilde"; yani yüzüstü, sırtüstü, yan yatarak veya ayakta... (Hangi şekilde olursa olsun, ilişki normal yoldan olmalıdır. Aksi takdirde livata fiili işlenmiş olur ki bu büyük günahlardandır. Nitekim Allah Teala Lut kavmini bu günahı işledikleri için helak etmiştir).
haberform